Klasik bir insanım ben,
Klasik hikayeler severim...

Cuma, Temmuz 15, 2011

"Gülmek" unutulan bir şey değilmiş ki

Hayatın devam edebildiğini de gördüm...
Hatta hayat beni aslında hiç bırakmamış, ben onu terketmişim gibi hissettim.
Hayat geçip giderken, yetişmeye çalışmanın anlamsız olduğunu anladım.
Anı yaşa, mutlu ol, hızlı yaşa, genç öl.
Öl dediysek gerçekten değil, mecazen.
Hani ruh ölür beden kalır ya, öyle.
Beden devam eder nefes almaya ama, ruhen yoksundur ya hani, öyle.
Ruhen yokum zannetmiştim.
Ruhumu aldı da gitti zannetmiştim.
Yanılmışım.
Hem bendenen hem ruhen burdayım, ölmemişim.
Bu kadarcık acıyla mı ölünülecek zaten?
Yalan o.
"Çok acı çekiyorum, ölüyorum" yalan bunlar yalan.
Ne ki bu acı?
Alt tarafı terk edildik, bitti.
Ne acılar var şu hayatta ya, insanlar nelere göğüs geriyor da gıkını çıkartmıyor.
Bizse en ufak bir şeyde hemen "böhü böhü" ağlıyoruz.
Benciliz, kötüyüz.
Al yaşıyorum işte sensiz de.
Hem de gayet güzel, gayet mutlu olabiliyorum.
Sahte değil gerçek gülücükler saçabiliyorum.
Kaybettiğimi sandığım mutluluğu yakalayabiliyorum.
Yani boş işler bunlar...
Birini çok sevdik, o bizi sevmedi diye ölünmüyormuş.
Hayat bu kadar basit zevklerden ibaret değilmiş.
İnsan kaldığı yerden devam edebiliyormuş hayata...
Bıraktığı yerden devralabiliyormuş.
Yani, gülmek o kadar da zor değilmiş.
Yani, sevmek ölmek demek değilmiş...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder