Klasik bir insanım ben,
Klasik hikayeler severim...

Cuma, Eylül 11, 2015

Son

Bu blog kendi kendini imha etmeyecek ancak artık bu bloğun vadesi doldu. Konsepti bitti. Artık içimdeki sesleri şurada ifşa edicem... Görüşmek üzere...

Cuma, Ekim 31, 2014

iyiyim

Sahibi olmadığım bir ada sahipmiş gibi davranmak mıydı bizim görevimiz?
Elinden tutacak hiç bir dal kalmamışken, elini uzatmak?
Yokmuşsun aslında sen. Yoksun harbiden...
Varmışsın gibi davranmak neden? 
Neden bu yağmurları, söndürmüşcesine yangınları, bilmeden o eski şarkıları...
Ben nerede kaybolduğumu unuttum. 
Kendimi, geldim sende buldum. 
Durma
Tutma
Bırakma
Yeter
Bir gel, bir git bıktım sabitsizlikten.
Bir dursak ya senle şöyle denize nazır.
Mis gibi koklasak.
Belki martılar gevrek ister.
Gel vapura da binelim.
Bırakma elimi hiç, olur ya ters bir dalga geliverir.
 Kaybolmak korktuğum tek şey değil.
Seninle kaybolmak sıkıntı bile değil.
Kaybolmak.. "Sen neredesin?" bilmeden...
Kaybolma.. 
Ben burada iyiyim...

Pazar, Ekim 27, 2013

...

25.07.2013
11:45
Lab.
Savunmasız kaldığım anlardan bazılarında sığındığımdın sen. Bazen çoktun, bazen yoktun. Özünde, sözünde görünsen de, kafanda kurduklarınla bazen kayboldun. Kendi dengesizliğini bana yonttun. Kendi hırçınlığını benden bildin. Sayende, olmak istemediğim yerde oldum. Ama durdum. Biliyorum ki sensiz olacaksa eğer bu hayat, bırakayım da Sensiz kalsın. Gerek yok başka yerlerde teselli aramaya. Ben başka pencerelerden bakmaktan yoruldum bu hayata. Şimdi ona git demişken, sana gel demem. Zaten ona, sana gel demek için git demedim ki. Gelmeyeceğini bildiğim bir yerdeyim. Beklentim gelmen değil. Başkasının gelmesi hiç değil. İçimde sen varken açtığım kapıdan giren de bende bir değil. Benim istediğim yerde istemediğim kişiler yok değil. Ama yol göründü. Kapılar açıldı ardına kadar. Olmaması gereken yerde olanlar da kendi özlerine dönmeliler. Yağmurlar yağmalı "vakti geldiğinde". Beklenen sensin de, gelsen de, gelmesen de...




2 gün sonra olacakları sezemeyip karalamışım lab.da bu yazıyı. karaladığımı bile unutmuşum da evde rastgele bir yerde buldum. olması gerekenin pes etmek olduğunu bilmemişim meğer. ben pes ettim, o geldi.. oldu ya, güzel oldu işte...

Perşembe, Ağustos 22, 2013

Bazen...

O elini tutmak var ya, o elini tutmak..
Sımsıkı...
Asla bırakmayacak bir şekilde...
Hep benimmişsincesine...
Her koşulda yanımda olurmuşsuncasına...
Yağmuru dinleyip, şimşekten korkunca sana sarılırmışımcasına...
O elini tutmak var ya..
Sakın bırakma...

Cuma, Mayıs 10, 2013

Mesela

24.04.2013
Laboratuvar
18:15
Mesela diyorum;
Otursak sessiz bir köşede
Sadece nefes alış verişimizi dinlesek.
Gözlerimiz birbirine odaklı, öylece baksak birbirimize.
Zaman kavramını yitirse, saatler geçse de olur geçmese de...
Belki biraz dalga sesi, gün batarken tepelerde...
Ellerimiz, ellerimiz kenetlense sadece kendi ellerimize...

Yorgun

24.04.2013
Laboratuvar
Bazen ne yapsam da sessizlikten kurtulsam diye düşünürken buluyorum kendimi.
Sonra geçiyor.
Gözlerim aramıyor artık herhangi birini eskisi gibi.
Sevdaya pes etmiş bir gönül belki de bendeki.
Yılgınlık değil, bıkkınlık hiç değil, pes etmişlik bu.
Sonunu görebildiğim sevdalara girmemek yeni bir felsefe olmuş belki de.
Yorgunluk, dinlenince mi geçer üzerine gidince mi?
Ben bilmiyorum.
Gel sen çöz beni...

Saçmalamaya Yetişememek...

02.04.2013
Laboratuvar
15:12
Kelimelerin kağıda dökülüş hızı
Kalemin kağıda değdiği anda geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini bilmesi
Beynimdekilerin kalemimden hızlı akıp gitmesi,
Benim buna yetişememem.
Benim hep o aynı yerde, aynı kağıtla, aynı kalemlerle saatlerce beklemem ve ilhamın hiç gelmemesi.
Zamanın amansızca akıp gitmesi
Ruhumun zamansızca kirlenmesi
Büyümek, büyümek, büyümek istemek
Çocuk kalan ruhun yetişkin bedende sıkışması.
Çocuk kalmak 
Hep çocuk kalmak
Hep, hep, hep..
Ansızın düşen yapraklar misali
Ağlamak.
Gözyaşlarının haddini bilmemesi
Gereksizliğin en ötesi, en ötesi
Neredeyim ki?
Orda, burda, her yerde, hiçbir yerde.
Ne yerde, Ne gökte
Arada
Sıkışmış dört duvar arasında...