Klasik bir insanım ben,
Klasik hikayeler severim...

Pazar, Ekim 27, 2013

...

25.07.2013
11:45
Lab.
Savunmasız kaldığım anlardan bazılarında sığındığımdın sen. Bazen çoktun, bazen yoktun. Özünde, sözünde görünsen de, kafanda kurduklarınla bazen kayboldun. Kendi dengesizliğini bana yonttun. Kendi hırçınlığını benden bildin. Sayende, olmak istemediğim yerde oldum. Ama durdum. Biliyorum ki sensiz olacaksa eğer bu hayat, bırakayım da Sensiz kalsın. Gerek yok başka yerlerde teselli aramaya. Ben başka pencerelerden bakmaktan yoruldum bu hayata. Şimdi ona git demişken, sana gel demem. Zaten ona, sana gel demek için git demedim ki. Gelmeyeceğini bildiğim bir yerdeyim. Beklentim gelmen değil. Başkasının gelmesi hiç değil. İçimde sen varken açtığım kapıdan giren de bende bir değil. Benim istediğim yerde istemediğim kişiler yok değil. Ama yol göründü. Kapılar açıldı ardına kadar. Olmaması gereken yerde olanlar da kendi özlerine dönmeliler. Yağmurlar yağmalı "vakti geldiğinde". Beklenen sensin de, gelsen de, gelmesen de...




2 gün sonra olacakları sezemeyip karalamışım lab.da bu yazıyı. karaladığımı bile unutmuşum da evde rastgele bir yerde buldum. olması gerekenin pes etmek olduğunu bilmemişim meğer. ben pes ettim, o geldi.. oldu ya, güzel oldu işte...

Perşembe, Ağustos 22, 2013

Bazen...

O elini tutmak var ya, o elini tutmak..
Sımsıkı...
Asla bırakmayacak bir şekilde...
Hep benimmişsincesine...
Her koşulda yanımda olurmuşsuncasına...
Yağmuru dinleyip, şimşekten korkunca sana sarılırmışımcasına...
O elini tutmak var ya..
Sakın bırakma...

Cuma, Mayıs 10, 2013

Mesela

24.04.2013
Laboratuvar
18:15
Mesela diyorum;
Otursak sessiz bir köşede
Sadece nefes alış verişimizi dinlesek.
Gözlerimiz birbirine odaklı, öylece baksak birbirimize.
Zaman kavramını yitirse, saatler geçse de olur geçmese de...
Belki biraz dalga sesi, gün batarken tepelerde...
Ellerimiz, ellerimiz kenetlense sadece kendi ellerimize...

Yorgun

24.04.2013
Laboratuvar
Bazen ne yapsam da sessizlikten kurtulsam diye düşünürken buluyorum kendimi.
Sonra geçiyor.
Gözlerim aramıyor artık herhangi birini eskisi gibi.
Sevdaya pes etmiş bir gönül belki de bendeki.
Yılgınlık değil, bıkkınlık hiç değil, pes etmişlik bu.
Sonunu görebildiğim sevdalara girmemek yeni bir felsefe olmuş belki de.
Yorgunluk, dinlenince mi geçer üzerine gidince mi?
Ben bilmiyorum.
Gel sen çöz beni...

Saçmalamaya Yetişememek...

02.04.2013
Laboratuvar
15:12
Kelimelerin kağıda dökülüş hızı
Kalemin kağıda değdiği anda geri dönüşü olmayan bir yola girdiğini bilmesi
Beynimdekilerin kalemimden hızlı akıp gitmesi,
Benim buna yetişememem.
Benim hep o aynı yerde, aynı kağıtla, aynı kalemlerle saatlerce beklemem ve ilhamın hiç gelmemesi.
Zamanın amansızca akıp gitmesi
Ruhumun zamansızca kirlenmesi
Büyümek, büyümek, büyümek istemek
Çocuk kalan ruhun yetişkin bedende sıkışması.
Çocuk kalmak 
Hep çocuk kalmak
Hep, hep, hep..
Ansızın düşen yapraklar misali
Ağlamak.
Gözyaşlarının haddini bilmemesi
Gereksizliğin en ötesi, en ötesi
Neredeyim ki?
Orda, burda, her yerde, hiçbir yerde.
Ne yerde, Ne gökte
Arada
Sıkışmış dört duvar arasında...

Alışkın Değilim Sana Ben...

02.04.2013
Laboratuvar
14:10
Yağan yağmurun sesi,
İliklere işleyen soğuk.
Sessiz sessiz süzülen damlalar...
Kalbimin gümbürtüsü
Heyecanın dorukları
Ve sen...
            Gelirsin de aniden..
            Saçmalarım ben.
            Gelme genelde sen.
            Alışkın değilim gelmelerine ben.
Yağmurlarda yürümek,
Toprağın kokusunu ciğerlerine çekmek..
            Yine de gelme sen.
            Alışkın değilim gelmelerine ben.
Gidilebilinecek en uzak diyarlara gelirim de, 
Sesimin tınısını kontrol edemem.
Sana "Seni Seviyorum" diyemem.
            Yok, yok, gelme sen
            Alışkın değilim gelmelerine ben.
Sabahın üçü beşi bana fark etmez de,
Yağmurun güneşe göz açtırmaması,
Güneşin buna hiç aldırmaması fark eder.
Belki de sadece bu fark eder.
Şu fani dünyada güneş hep gizlenecekse kara bulutların ardına
İşte bu fark eder.
Yağmur ileride bir gün elbet diner.
Peki ya hiç ortaya çıkmazsa güneş?
Peki ya hiç gelmezse karanlık?
O zaman yüreğinin sesini kim dinler?
Sorarım sana, sebepsizce bundan sonra kim sever?
Peki ya sen?
            Ya sen aniden gelirsen?
            Yok.. Bırak.. Gelme sen!
            Alışkın değilim gelmelerine ben...


(Laboratuvarda bi ara karalamışım bunu, biraz beğendim biraz beğenmedim ama yazdım buraya yine de işte...)

Pazartesi, Mart 25, 2013

başlıksız olsana sen de...

Benim hala umudum var.
Mutlu olmak üzereyim aslında.
Bir kaç adım sonra,
Çok az bir zaman sonra,
İnancım var.
Ama kararıyor bazen olur olmaz yerde gündüzler.
Kara kara bulutlardan yağmurlar düşüyor toprağa.
O zaman umutsuzluk kapımda beliriyor.
Gelme diyorum.
Girme içeri.
Giriyor tek bir nefes alma süresinde ciğerlerimden kalbime doğru.
Tamam diyorum.
İşte şimdi her şey bitti.
Sonra gidiyor.
Yağmur diniyor bir anda.
Gökkuşağı salınıyor gökte..
Ve ben karışıyorum o yedi renge...

Salı, Mart 12, 2013

Galiba...

"Galiba sensizlikten yoruldum"
"Benle olunca da benden yoruluyorsun"
"Sen de en az sensizlik kadar yorucusun"
"Ben senin varlığında hiç yorulmadım"
"Sen benim için yeteri kadar uğraşmadın"
"Sen benim için ne kadar uğraştın ki?"
"Senden nefret etmemek için yeterince"
"Benden nefret etme"
"Beni sevme"
"Beni bırakma"
"Gitmem gerek"
"Gitme"

Salı, Şubat 26, 2013

Git

İçime çektiğim sigaradaki zehirsin sen.
Zift gibi karanlık.
Koyu ve de yoğun.
Ve bağımlılık yapıcı, keyif verici, uyarıcı.
İstenmeyensin aslında bu bedende, sonuna kadar verip nefesi atmalı dışarı seni.
Damarlarda gereksizce dolaşan, nefret ettirici ama bir o kadar da davetkar.
Lanet olması gereken bir hissin.
Histen ötesin bazı zamanlarda, ama çoğunlukla var olması istenmeyen...

Git.
Dedim ya sana hep.
Tam anlamıyla gelmiyorsun hiç, o zaman git.
Neden bekliyorsun boş yere burda?
Gelmiş gibi görünmeler sana göre değil.
Sen git.
Durmayı, kalmayı beceremediğin bir sevda bana göre değil.
Git.

Sana hiç gel demedim, gelme dedim.
Sen inat ettin hep geldin, eksik.
Yarım yamalak yaşanan bir sedanın son külleri de savruldu artık.
Bırak beni bende, defol git.
Son nefesi verdim ben az önce.

Pazartesi, Şubat 04, 2013

Ve kadın, adama "gelme" dedi...

Bir adam var.
Var olduğundan emin olduğum.
Var olacak olduğunu hissettiğim.
Var olması gerektiğini bildiğim bir adam.
Orada.
Buradan çok uzakta olmayan, ama çok yakında da değil, orada..
Gelmiyor, gidemiyorum.
Duruyor, bekliyorum.
Bir adam var orada.
Kalbi benimle burada, biliyorum.
Ama aklı bambaşka diyarlarda.
Bir adam var biliyorum.
Teninde başkalarının kokusu, kalbinde ben olduğunu bildiğim bir adam.
Yağmurun altında sadece benim adımı sayıklayan, ama başını başkalarının omuzlarına yaslayan.
Bir adam var o lanet yağmurdan kaçan.
Olması gerektiği yerde asla olmayan.
Canı sıkıldığında dahi, gururundan aramayan.
Sevgisi kalbinde gömülü olan bir adam.
Asla aradığı huzuru bulamayacak olan bir adam.
Güneşe baktığında gözleri kamaşmayan, elini uzattığında beni tutamayan.
Orada.
Biliyorum, tam karşımda durup hep bana bakan bir adam var.
Olması gerektiği zamanı bir türlü tutturamayan.

Ve bir kadın var tam karşısında durup hep o adama bakan.
Gözleriyle gel deyip, kalbiyle ona karşı koyan.
Kalbini dinlemekten yorulmuş, sadece beyniyle konuşan.
Belki de kalbinden korkan.
Korkak bir kadın var adamın tam karşısında.
Adama sürekli lanet yağdıran, ama aslında içten içte tüm suçun kendisinde olduğunu bilen bir kadın.
Adama hep git diyen, gelmediğinde adama kızan.
Seven, adamdan çok seven, ama asla dile getirmeyen, gözle yansıtmayan bir kadın.
Belki de artık taşlaşmış bir kalbe sahip olan bir kadın.
Adamın tam karşısında durup gözlerinin içine bakan, gel diyen ama adım atmayan bir kadın.
Adamın "geliyorum" deyişine "dur" diyen kadın.
O sevdiği adama asla kavuşamayacak olan kadın.

Ve bir adam var tam karşısında kadının.
Olması gerektiği yerde durup sadece işaret bekleyen, ama o işareti bir türlü alamayan.

Bir adam var orada öyle ortalıktan duran ve bir de kadın.
Birbirlerine sonsuzluk gibi uzun bir süre bakıp, asla kavuşamayacak olan bir adam ve bir kadın.

Pazar, Ocak 13, 2013

Değişim

Tam zamanı evet biliyorum, benim şu an oturup ders çalışmam gerek ama ben ne yapıyorum? Değişim!
Buna ihtiyacım olduğunu düşündüğüm tam şu anda, yarınki sınavımı pas geçerek bu değişime ayak uydurmaya çalışıyorum.
Ve buraya adam gibi yeniden tekrar geri dönmek için çalışmalara başlamış bulunmaktayım..
Saygılar ve de Sevgiler..

Takip eden birileri hala var ise tabii...