Yapacak bir şeyim yok.
O kadar çok şey denedim ki.
İnatla tüm işaretler aksi yönü gösterdi.
Hiç biri sana ulaşmamı istemiyor gibi.
Ama ben inatla sana doğru yürüyorum.
Hem de asla sana ulaşamayacağımı bile bile.
Biliyorum çünkü aslında sen çok uzaktasın görünenden.
Öyle yakınmış gibi duruyorsun ki, işaretlere aldırmayıp bir an önce sana uzanmak istiyorum.
Ama sen aslında gittikçe ulaşılmayandasın.
Ne kadar zamandır bu yolda yürüyorum bu şekilde bilmiyorum.
Ne kadar zamandır ellerimi uzattım sana tutunabilmeyi bekliyorum bilmiyorum.
Ve biliyorum aslında ellerim hep bomboş kalacak.
Çünkü ben farkında olmasam da, sana doğru yürüdüğümü sansam da, sen aksi yönde ilerlerken sana ulaşmanın ne kadar imkansız olduğunu yavaş yavaş anlıyorum.
Ama yine de inatla sana doğru yürüyorum.
Yolumuzun bir gün bir yerde kesişeceğini umarak ben sana doğru oldukça büyük adımlar atıyorum.
Ama sen çoğunlukla aksi yöne yöneliyorsun, bana bir adım gelirken beş adım geriliyorsun.
Ama ben yine de, ısrarla sana doğru yürüyorum.
Benim pes edeceğim yok da, belki sen pes eder de ters yöne gitmekten vazgeçersin diye bekliyorum...
skip to main |
skip to sidebar
İçimden bir ses dedi ki: "Yazmayı asla bırakma!" Ben de onu dinliyorum şimdi...
Klasik bir insanım ben,
Klasik hikayeler severim...
Sayfalar
Çarşamba, Mayıs 18, 2011
Şiir de okurum ki ben diyenlere...
Ayrıca Burdayım..
Etiketler
- içimden bir ses (77)
- deneme (43)
- haykırmaca (27)
- saçmalamaca (25)
- sevgili günlük (15)
- kurgusal saçmalamalar (6)
- masal (6)
- toplumsal kaygı (6)
- tavsiye (5)
- kurgusal gerçekler (2)
- sorular (2)
- veda (2)
- şiirmişcesine (2)
- cevaplar (1)
- devamı gelecek (1)
- mektup (1)
- pes etmişlik (1)
- tanımlar (1)
- topluca yazı yazma (1)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder