Klasik bir insanım ben,
Klasik hikayeler severim...

Pazartesi, Haziran 20, 2011

Yaralarsan yaralanırsın aslında...

Herkes bir şeyler saklar, herkesin sırları vardır, herkes bir şeylerden korkar.
Korkar da korkuyu yenmek için bir şeyler yapacağına etrafındakilere saldırır, onları yaralar.
Onlar da korksun ister.
Peki ne kadar başarılı olur?
Sadece kendini kandırmayı sürdürebildiği kadar.
Oysa ki yapması gereken bambaşkadır.
Yapması gereken kendi iç dünyasındaki yalnızlığa son vermesidir.
Korkusunun üstesinden gelmeye çalışmasıdır.
Ama çoğunlukla bunu da yapmaktan korkar.
Bu yüzden saldırır olabildiğince etrafına.
Etrafındakiler ne kadar yara alırsa o o kadar mutlu olur.
Sadistçe bundan huzur bulur.
Oysa ki farkına varmaz, böyle devam ederse etrafında kimse kalmayacak.
Başkalarının acısıyla mutlu olarak bir yere varamayacak.
Öğrenmesi gereken tek şey, başkalarının mutluluğuna hasetlenmemesi gerektiği.
Yapması gereken tek şey "kıskançlık" olgusunu bastırması gerektiği.
İnsanları olduğu gibi kabul edebilmeyi öğrenmeli sadece, insanları böyle sevebilmeyi.
Kendisi nasıl istiyorsa değil, insanlar nasılsa onları öyle görebilmeyi.

Evet kimi insanlar çok şanslı, kimileri çok mutlu...
Bunlara özenilerek bir yere varılamaz ki...
İnsanlar belli bir şansla doğar belki ama, bunu geliştirmek kendi ellerinde ki.
Kimse kimseden üstün değil aslında, sen onları kendinden üstün görüyorsan öncelikle hatayı kendinde ara.
Kimse ne senden çok üstün, ne de senin altında.
Önce bunun farkına varmalısın aslında.
Belki o zaman baktığın bu sahte dünyanın duvarlarını yıkarsın da, sen de içinde bulunması gereken gerçek huzura ulaşırsın.
Belki o zaman hiç kötülük kalmaz bu dünyada...

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder