Klasik bir insanım ben,
Klasik hikayeler severim...

Çarşamba, Ekim 13, 2010

Yazmak ya da yazamamak... İşte bütün mesele bu!

Uzun zamandır yazı yazamıyorum.
İçimden yazmak gelmediği için değil.
Yazacak bir şeyler bulamadığım için.
Bir süredir hayatım normal seyrinde devam ettiğinden ve eksantrik bir şey yaşamadığımdan dolayı yazacak şeyler bulmakta zorlandığımı farkettim.
Oysa acı çektiğim ya da hüzünlü olduğum zamanlarda çok daha fazla yazma istedi duyuyorum.
Belki de içimi bu şekilde boşaltabiliyorum.
Uzun bir tatil yapmış gibiyim.
Ruhum dinlendi.
Arındım.
İçim huzurla doldu.
Bir sürü kitap okudum bu yaz.
Kendimi tazelediğime inanıyorum.
İtiraf etmeliyim ki, kitap okurken yazarları çok fena kıskanıyorum. neden ben bu kadar güzel şeyler yazamıyorum diye.
Aslında kıskandığım şey onlardaki sabrın bende olmaması.
Eğer ben de sabırlı bir insan olabilseydim, eğer hikayelerimin sadece sonuna odaklanmasaydım, belki de ben de çok güzel yazılar hatta kitaplar yazmayı becerebilirdim.
Ama sabırsız bir insan olduğumdan ancak böyle kısa kısa yazılarla idare edebiliyorum.
Ne yapalım benim de tarzım bu işte.

Yeniden güzel ilhamlar gelmesini bekleyerek bu yazımı burada noktalıyorum...

En kısa zamanda görüşebilmek ümidiyle...